Ayşe’nin babası, annesi ve hizmetçileri Hanife radyonun başında heyecanla haberleri dinliyor, ara sıra hep birlikte ayağa kalkıp el çırparak, sarılıp öpüşerek, çığlıklar atıp büyük sevinç yaşıyorlardı.

Ayşe onların bu mutluluklarına bir anlam veremediğinden sıkılmaya başladı ve odasına gidip yatağına yattı.

Ancak ikamet ettikleri Soysal Apartmanının hemen yanındaki Kızılay Meydanından gelen gürültüden, patırtıdan, bağrış çağırışlardan, dinmek bilmeyen korna seslerinden, havai fişek patlamalarından dolayı uyuyamayınca babasına gidip, onları ikaz edip susturmasını istedi.

Babası:
“Maço, Maço bugün kimseyi susturmak mümkün değil, halk bayram yapıyor, bayram” deyince Ayşe:

“Ne bayramı bu böyle baba?” deyince babası:
“Çok uzun zamandır beklenen bir değişimin bayramı çocuğum. Yeni ve temiz bir sayfanın bayramı.Haydi git yat ve uyumaya çalış.Çünkü yarın çok güzel bir gün olacak.”

Ayşe buna bir anlam veremedi, hepsinin hayatlarında estireceği değişimden habersiz odasına gidip yattı.

Ayını saatlerde Çankaya Köşkü’nün üst katındaki çalışma odasından yemek odasına inen Cumhurbaşkanı İnönü çocuklarına ve eşine bakmış ve:

“Mevhibe Hanımefendi,yarından itibaren Çankaya’dan Ankara’ya artık otobüsle inmeye hazır mısın? diye sorduğunda Mevhibe Hanımefendi:
“Hazırız Paşam hazırız” demişti.

Dile kolay, Demokrat Parti 1950 seçimlerinde tam 408 milletvekili çıkarmıştı. Artık yeni bir dönem başlıyordu Türkiye siyasi tarihinde.

NOT: Bu anekdotu bu akşam okumaya başladığım Ayşe Kulin’in “Hayat Dürbünümde Kırk Sene ” adlı romanından alarak düzenledim. Okumamış olanlar devamını kitabın 83. sayfasından itibaren okuyabilirler.

SMMM Gökhan DEDE