Yurttaş Kazım ve Birkaç Köylüsünün Direnişi Sonrası Defalarca İptal Edilip, Yeniden ÇED Süreçleri Başlatılan ve Çalışmaları Devam Ettirilen HES’lerde Gelinen Son Nokta… 


Ömer ŞAN-(RİZE)- Rize merkez ile birlikte 5 ilçe, 4 belde ve 26 köyle birlikte 300 bine yakın insanın içme suyunun sağlandığı Salarha Vadisi üzerinde yapılmak istenen HES projesi, Yurttaş Kazım olarak tanınan Kazım Delal (74) ile birkaç köylüsünün açtığı davalar sonucu tamamen durduruldu.

Yargı kararlarıyla 3 kez iptal edilen HES için yargı süreçleri devam ederken bakanlıklar, HES firmasının başvurularıyla, ÇED süreçleriyle birlikte yeniden işlem tesis ederek çalışmaların önünü açtı, köylülerin tepkisine karşın çalışmalara devam edildi, doğaya telafisi imkansız zararlar verildi.

 

Bütün çalışmalara ve siyasi baskılara karşın yargı son kararını verdi ve bilimi, hukuku, Anayasal haklar ile HES’lere karşı mücadele eden köylüleri haklı buldu, HES firmalarının taleplerini reddetti.

            12 Yıl Boşa Gitti!

Kararın ardından Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Sözcüsü Ömer Şan, ‘Şimdi ne oldu’ diye sorarak, bugüne kadar aklı ve bilimi, yasalar ve hukuku öne alarak uyarılar yaptıklarını ama siyasileri arkasına alan firmaların rant ve para hırsıyla doğal katliam yaptığını kaydetti.

Yargı kararları ve bilimsel raporlara karşın bakanlığın, ısrarla ÇED sürecini devam ettirdiğini, şirketin başlattığı çalışmalarda gelinen son noktanın ise ‘parmak ısırttığına’ dikkat çeken Şan, yaşanan süreçleri de anlattı.

            Şirket İsim Değiştirdi

Rize’nin Küçükçayır Köyü sınırları içerisinde kurulmak istenen Ambarlık HES projesini geliştiren Redaş isimli şirket, 2007 yılında bölgedeki çalışmalarına başladı ve 2009 yılında aldığı ‘ÇED Gerekli Değil’ kararı ile başlattığı HES çalışmalarına ilk dava, bakanlıkça verilen ‘ÇED gerekli değil’ kararının ‘yürütmesinin durdurulması ve iptali’ için açıldı.

Traveler Z 14

Birkaç köylüsüyle birlikte Yurttaş Kazım’ın, ahırında sütü için beslediği ineğini satarak açtığı iptal davası devam ederken Bakanlık, yeni bir kararla ‘ÇED Gerekli’ kararı alarak davası devam eden HES için yeniden ÇED süreci başlattı.

Bu arada projeyi geliştiren ve aynı zamanda DSİ ile ‘Su Kullanım Hakkı’ anlaşması yapan firma, aynı yönetici ve ortaklarıyla isim değişikliğine gitti. Bir yandan devam eden dava ile uğraşan Yurttaş Kazım, bir yandan da yeniden başlatılan ÇED sürecine dava açmak için hazırlıklarına başladı ve bakanlıkça onaylanan ÇED Raporu için de ‘yürütmeyi durdurma ve iptal davası’ açtı.

Bu dava için ise emekli maaşına karşı bankadan kredi çeken Yurttaş Kazım’ın, ‘ÇED Gerekli Değil’ kararına karşı açtığı davada mahkeme ‘yürütmeyi durdurma ve iptal kararı’ verdi, firmanın itirazına karşın Danıştay da bu kararı onadı.

İlk açtığı davayı kazanan Yurttaş Kazım’ın açtığı davada, eldeki kanıtlar ve Bilirkişi raporlarını değerlendiren mahkeme, 2016 tarihinde, bakanlığın verdiği ‘ÇED Olumlu Raporu’nu da iptal etti. yine firmanın itirazı üzerine Danıştay bu kararı da onadı.

Bu kez HES firması, ÇED Raporu üzerindeki eksiklikleri giderdiğini ileri sürerek yeniden bakanlığa başvurdu ve uzun bir süre durdurduğu çalışmalarına herhangi bir izin veya yasal dayanak olmadan başladı.

            İşinden Oldu Çobanlığa Başladı

Bu sırada yine Ambarlık HES’e karşı Yurttaş Kazım ile birlikte mücadele eden Yusuf Esir ise bu aşamadan sonra Danıştay’da, DSİ tarafından HES için şirkete verilen ‘Su Kullanım Hakkı Anlaşmasının’ iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açtı. O dönemde Rize Belediyesine ait Andon İçme Suyu Tesislerinde çalışan ve şimdi ise köyünde çobanlık yaparak geçimini sağlayan Yusuf Esir, önce başka bir ilçeye sürüldü. Daha sonra açtığı dava ile birlikte Ambarlık HES davası için de Kazım Delal’in yanında müdahil olması sonrası Rize Belediyesindeki işinden, gerekçesiz ve tazminatsız olarak atıldı.

            Şirket Anayasa Mahkemesine Gitti

Danıştay’ın da söz konusu yargı kararları doğrultusunda ‘Su Kullanım Anlaşmasını’ da iptal ettiği HES için başlatılan süreçler, yargı kararlarına da takılınca HES firması, onlarca endemik türün bulunduğu bölgede ‘geri dönüşümsüz zararlar’ verdiği çalışmalarını tamamlayamadı. Bütün uyarılar ve yargı kararlarına karşın bölgede çalışma yapmak isteyen firma, HES’i tamamlayamayınca Devlet Su İşleri’nin, HES’le ilgili çalışmalardaki zararını giderilmesi için dava açtı. Şirketin Rize İdare Mahkemesine açtığı dava reddedilince bu kez, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu ve hak ihlali kararı aldırdı. Ancak AYM, şirketin tazminat talebini bir kez daha reddetti.

            Neler Yaşandı

Rize Elektrik Dağıtım AŞ olarak 2007’de bölgede çalışmalar başlatan firma, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Rize’nin Küçükçayır Köyü sınırlarından başlayıp Ambarlık Köyü’nde yapılması planlanan Ambarlık 1-2 Regülatörü ve HES için ‘Su Kullanım Hakkı Anlaşması’ imzaladı. HES’e ilişkin Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ise 15 Ekim 2009’da, ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararı verdi.

‘Redaş’ adı ile yürütülen işlemlere karşı Yurttaş Kazım ve birkaç köylüsü, ‘ÇED Gerekli Değil’ kararının iptali için Rize İdare Mahkemesinde ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ davası açtı.

Mahkeme, yaptırdığı Keşif ve Bilirkişi Raporunun ardından, 22 Haziran 2011 tarihli kararıyla Bakanlığın söz konusu bu kararını iptal etti.

Mahkemenin kararından önce isim değiştirdikten sonra Ambarlık Elektrik Üretim Dağıtım Pazarlama A.Ş. adını alan firma, aynı HES için yeniden başvuru yaptı. Bu sırada bakanlık, yargı süreci devam eden, keşfi yapılıp, bilirkişi raporu hazırlanan aynı HES için bu kez ‘ÇED Gerekli Kararı’ vererek yeniden ÇED süreci başlattı.

ÇED süreci devam ederken şirket, ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararını iptal eden Rize İdare Mahkemesi kararını temyiz etti ancak Danıştay, iptali onadı.
Şirket, dava süreci devam ederken bir yandan da ‘ÇED Olumlu Raporu’ alabilmek için başvuru yaptı.

Bakanlık, yeni firmanın aynı HES için 2.başvurusu üzerine 22 Mart 2011 tarihinde, bu kez firmaya ‘ÇED Olumlu’ Raporu verdi. Yurttaş Kazım ile köylüleri bu kararı da yargıya taşıdı ve 17 Ocak 2013 tarihinde, bakanlığı vermiş olduğu “ÇED Olumlu” kararı da; ekosisteme, doğal yaşama geri dönüşümsüz zararlar verileceği gerekçesiyle, ‘bütüncül havza planlaması’ vurgusu yapılarak iptal edildi.

Kesin hükümler içeren bu karar da temyiz aşamalarından geçtikten sonra 24 Ağustos 2015’te kesinleşti.


Üçüncü Kez ÇED
HES’ten vazgeçmeyen şirket, iptal edilen ÇED Raporu’ndaki eksikleri giderdiğini ileri sürerek, yeniden bakanlığa yeni bir ÇED başvurusu daha yaptı. Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, henüz ikinci ÇED kararına ilişkin dava süreci bitmemişken, 2 Haziran 2015 tarihinde 3.kez ‘ÇED Olumlu’ kararını verdi.

Yurttaş Kazım ve az sayıda köylüsü, mücadeleden vazgeçmedi ve bakanlığın bu 3.ÇED Olumlu Kararına da dava açtı ve iptal ettirdi. Aynı HES için verilen üçüncü ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararı da 1 Temmuz 2016’da kesinleşti.

            Projeyi Yapamayınca DSİ’ye Dava!
            Bölgedeki tarımsal alanlar ile endemik türlerin bulunduğu doğal alanlarda, izinsiz ve yasadışı bir şekilde hoyratça çalışma yaparak, doğaya geri dönüşümü imkansız zararlar veren HES şirketi, bu gelişmelerin ardından projenin yüzde 50’sini tamamladığını ileri sürerek, yapılan çalışmalar dolayısıyla zararının tazmini için 31 Ağustos 2016’da DSİ’ye başvurdu ancak başvurusu reddedildi.

Bölgedeki çalışmalarının aşamasını belgeleyemeyen ve DSİ’ye yaptığı başvurusu reddedilen HES şirketi bunu mahkemeye taşıdı ve ‘tam yargı’ davası açtı. Şirketin, ‘maddi ve manevi zararının giderilmesini’ istediği davada Rize İdare Mahkemesi, zaman aşımı gerekçesiyle davayı reddetti.

            Tazminat Talebi Yine Reddedildi
            Şirket, en son 25 Aralık 2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. DSİ hakkında açtığı davanın ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle reddedilmesinin, ‘mahkemeye erişim hakkının ihlali’ olduğunu ileri sürren şirketin davasında AYM, 18 Haziran 2020’de, başvuruyu karara bağladı ve karar yaklaşık bir ay sonra Resmi Gazete’de yayımlandı.

Karara göre AYM, şirketin ‘mahkeme erişim hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin hak ihlalini ortadan kaldırmak için mahkemeye gönderilmesine, tazminat talebinin reddine’ oybirliği ile karar verdi.

            Uygulanamaz Proje

Ayrıca AYM kararında, şirketin başkalarının açtığı davalar nedeniyle projenin maliyetinin arttığından şikayetçi olduğu, üçüncü iptalden sonra projenin ilk baştaki maliyetle ‘projenin uygulanamaz olduğunu’ fark ettiği şeklinde değerlendirmede de bulundu.

AYM, başka kişilerin projeye ilişkin açtığı davalar ve bu davaların sonuçlanma süresinin öngörülemez olduğunu ifade ederek, şirketin DSİ hakkında açtığı davada mahkemenin hangi tarihten itibaren dava açma süresinin geçersiz sayılacağına ilişkin bir değerlendirme yapmadığını belirtti.

            Ne Oldu Şimdi?

Kararı değerlendiren ve en başından bu yana süreci yakından takip eden DEKAP Sözcüsü Ömer Şan ise, AYM’nin kararındaki, “üçüncü iptalden sonra projenin ilk baştaki maliyetle uygulanamaz olduğu” vurgusunun bütün süreci özetlediğine dikkat çekti.

            Yurttaşın Hakkı Ne Olacak?

HES şirketinin, onlarca endemik türü içerisinde barındıran, eşsiz fauna ve florasıyla ‘turizm bölgesi’ kapsamına alınmış olan bölgede doğaya ve doğal yaşam alanlarına geri dönüşümü imkansız zararlar verdiğini kaydeden Şan, “Bunların hesabını kim verecek? Uygulanamaz bir projeyi ısrarla sürdüren şirket mi, yoksa şirkete yargı kararlarına karşın yol veren bakanlık yetkilileri mi, siyasiler mi? Ya Yurttaş Kazım’ın, mahkeme masrafları için sattığı ineği, bankadan aldığı krediler ne olacak? İşinden atılan çoban Yusuf Esir’in hakkını kim verecek, zararlarını kim karşılayacak” dedi.

AYM Kararının bütün HES’ler için uygulanması gerektiğini vurgulayan Şan, “Ayrıca bulundukları bölgelere verilen zararlar da ilgili şirketlerden tazmin edilmeli ve bu çalışmalar için işlem tesis eden bütün kamu görevlileri hakkında ‘görevi ihmalden’ dava açılmalıdır. Biz de bunun için suç duyurusunda bulunacağız”