Aşağılanan, horlanan toplumun, aşağılanmışlığını sömüren;
makam ve çıkar için bütün kutsallarını pazarlayan dışarıdan
güdümlü muhteris birileri gelir; bu itilmiş kakılmışlığı kara bir güç
olarak arkasına alır, bütün toplumun başına kara bela olur.
Bu ayrımcılığı yapan “cumhuriyet çocukları” da yalandan ağlaşır.‎
Şunu diyorum:
Türk Sanat Müziği (TSM)
Türk Halk Müziği (THM)‎
Bu adlandırmadan daha berbat bir ayrımcılık mı olur ?..
Halkı hor görüyorsunuz, anladık da türküleri sanattan saymamak gibi
bir dangalaklık yapma hakkını nereden aldınız !..‎
‎”Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğmden utanırım”
diyen ve:
‎”Ah bu türküler, köy türküleri
Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
Hilesiz hurdasız, çırılçıplak
Dişisi dişi, erkeği erkek
Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara
Bıçağı bıçak.
Ah bu türküler, köy türküleri
Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi
Kiminin reyhasından geçilmez
Kimi zehir, kimi zemberek gibi…”
diye devam eden Bedri Rahmi’den de mi utanmadınız;
o “büyük aklınızla” ad mı bulamadınız.
Türk Müziği, başlığında:‎
ŞARKILAR
TÜRKÜLER…. demek çok mu zordu ?..‎
Sizin için zor olan, kendinizi halk ile bir tutmak.
Aşağılık duygunuzu perdelemek için, kendinizce bir üstünlük
icat etmek: TSM – THM… Hastirin !..‎
Anlamadan dinlediğiniz “sanat”; söyleyen “sanatçı”;
yüreğiyle dinleyenlerin ki “halk müziği” söyleyen “türkücü”.
Halkı aşağılayan halkçı geçinmekten de geri kalmayan
halk dalkavukları yüzünden,halk düşmanları, halkın kahramanı oluyor.
Bugün yaşanan da budur. Yalandan ağlaşmayı da bırakın.‎