(Kerem Karalı yoldaşın orijinal Almanca metinden “ROSA LUXEMBURG”un yazısının tercümesinin)
Bölüm: 4

KARL MARX ve MARXİZM

…İşçi sınıfının ütopik devresinde, kendi sorunlarını aşması için, burjuvazinin siyaset arenasında uyguladığı taktikleri örnek alması, bunları proletaryanın devrimci mücadelesinde bilfiil uygulanması hedeflenmişti. Sınıfların kendi aralarındaki dayanışması, sosyal barış ve reformlar, aynı şekilde sınıf savaşının yerine geçsin isteniyordu. Peki, ne elde edildi? Kazanımlar nedir? Burjuvazinin günlük siyasette uyguladığı taktiklerden medet umanları bu bekleyiş, bir müddet hayaller âleminde rahatlatmış olabilir, fakat bunların hiç bir iş yaramadığı kısa zamanda ortaya çıktı.

Fransa’da,* ’’bakanlık’’ sisteminin çuvallaması, Belçika’da,** liberalizm akımının ihaneti, parlamentarizmin Almanya’daki*** çöküşü, darbe üstüne darbe yiyerek, her şeyin kendiliğinden yoluna gireceği hayallerini yıkıp attı. Marks’ın da belirttiği gibi; sosyal kutuplaşmada ’’çelişkilerin derinleşmesi’’ tespiti, sınıf savaşında, zafere giden yolun temelini oluşturması yanı sıra, her gün, yeni oluşumları da beraberinde getirmiştir. Hollanda’da demir yolu çalışanlarının 24 saatlik grevi, toplumda büyük sarsıntı yarattığı gibi, bu hem; sınıf savaşını körüklemiştir, hem de; Hollanda’nın fokur-fokur kaynamasına neden olmuştur.****

Gerçi, ’’İşçi ordularının’’ bu tür eylemleri, her ne kadar, demokratik burjuva düzenini alt-üst etse de, nihai hedefe bu şekilde varmanın mümkün olmadığı bilinci, işçi sınıfına verilmelidir. Tüm bu olumsuz gelişmeler özünde, Marks’ı fiilen yok saymanın sonuçlarıdır.

Burjuvazinin yüzlerce çanak tutucuları, Marks’ı teorik olarak alt etmeyi kendilerine vazife bilmişlerdir. Bir şeye erişebildiler mi? Tek uğraşları; aydın tipli inanmış kesime, Marks’ın ‘’yavanlığından’’ ve ’’ abartılmış’’ olduğuna dair kanıyı yaymaya çalışmak olmuştur. Buna rağmen, aralarında ciddiyetliğiyle bilinen burjuva düşünürü Stammler**** böyle; yarım yamalak bilgiler ışığında, Marksizm gibi derin bir öğretiyle baş edilemeyeceğini kabul etmiştir. Marksizm ile boy ölçüşebilmek için, burjuvazinin elinde kayda değer, herhangi bir koz var mıdır?

Marks, felsefe, tarih ve iktisat alanında, işçi sınıfının oynadığı role dikkat çektikten sonra, burjuvazinin bu alanlardaki çalışmalarını sekteye uğramıştır. Doğa felsefesi klasik anlamda bitmiştir. Burjuvazinin tarih anlayışı bitmiştir. İktisat bilimleri bitmiştir. Tarih araştırmalarında, tarihsel sürecin, birbirini tamamlayıcı bir bütün içinde açıklanması yerine, uyduruk benzer teoriler ile açıklanmaya çalışılması, iktisat bilimlerinin iki teori arasında gidip gelmesi ki; bunlar hem birbirlerinin zıttı olduğu gibi, aynı zamanda da, Marks’ın kazanımlarını inkâr ederler. Hatta bu iki akımdan biri, Marks’ı inkâr etmek pahasına, iktisat öğretisini bilim haline getirmiş olan, oturmuş, önemli kurallarını da inkâr ederler.

Bilindiği üzere, sosyal bilimlerle ilgi kitap fuarı, her ay bir sürü yayınları piyasa sürmektedir. Yazarları, azimli ve modern görüşlü bilim adamı olan, bu kalın ciltli eserler, hızlı ve hırçın şekilde, kâr amaçlı piyasaya sürülmektedir. Bu kitapların içeriklerine gelince; başını kuma gömen devekuşu misali; olayların birbirleriyle olan bağlantısını görmeyen günlük ihtiyaca cevap verecek türden olan, sıradan, düşüncelerin ve teorilerin çarpıtılarak alıcısına sunulan konulardır. Nihayetinde, bu allanıp pullanmış yayınların içinde, Marksizme cevap olacak türden ele avuca sığacak bir şey yoktur. Akıcı bir üslup veya ilerici yeni bir düşünce, bunların bilimsel dayanaklarını vs. ara da bul.

*Mayıs 1902 tarihinde, Waldeck-Rousseau iktidarı istifa etmiştir. Bu hükumette, oportünist sosyalist, Alexandre-Etienne Millerand’da bulunmaktaydı.

**1902 yılının Nisan ayında, liberal burjuvazi, işçi partisiyle aralarında bulunan, ’’toplumsal haklar için ortak mücadele’’ antlaşmasına rağmen, düşmanca tavırlar sergilemiştir.

***Burada anlatılmak istenen; önemli siyasi sorunların Millet Meclisinde değil de, kapalı kapılar ardında, inek alım-satımı benzeri pazarlığın, muhalefet partileriyle yapılmasının olağan hale gelmiş olmasıdır. Millet Meclisi artık sorgulamayan, her şeye kafa sallayan organ haline dönüşmüştür.

****1903 Ocak sonunda, Amsterdam ve Rotterdam liman ve demir yolu işçilerinin grevi; hükumet tarafından, grev haklarını kısıtlama amaçlı, kanun taslağının hazırlanıp, parlamentoya sunulmasına vesile olmuştur.

****Rudolf Stammler: Hukuk profesörü. Yeni-Kantçılık akımı üzerinden, Marksizme karşı mücadele vermiştir.