Rasim Yılmaz
rasimyilmaz08@ hotmail.com

“Ellerinde pankartlar
Gidiyor bu çocuklar
Kalkın ayağa, kalkın
Gidiyor bu çocuklar”

Sabah erkenden yollara düşüp binler ile şarkılar söylemek, ağız dolusu sloganlar atıp bayram sevinciyle dostlarla kucaklaşmak, geleceğe umut biriktirmek; işte benim 1 Mayıs’ım…

Kızılay bir başka güzeldi 1 Mayıs 2017 sabahında…  Herkes bir neşeli, yüreğinden gülen insanlar kuşatmıştı alanları ki sorma gitsin…

Ziya Gökalp Caddesine yaklaştığımda emekçiler öbek öbek yüzlerinde zafer yürüyüşü sevinciyle Kurtuluş Parkına doğru yürüyorlardı. Bazı çocuklar babalarının omuzlarında zafer işaretiyle geçiyordu yanımdan. Ellerinde pankartları gençler vardı; bizim gençler, tıpkı 40 yıl önceki bize benzeyen gençler; allı pullu, cıvıl cıvıl genç kızlar, birbirinden yakışıklı sırım gibi delikanlılar.

unnamed (8)

40 yıl önceki dedimse de anlaşılmayacak bir şey yok, ben zaten hâlâ 20 yaşındayım onlarla… Merhum Sülo“Yollar yürümekle aşınmaz” demiş olsa da; darbe dönemleri hariç, tam 40 yıldır giderim 1 Mayıs alanlarına. Kaç çift ayakkabı eskittim, bilemiyorum!…

Bu 1 Mayıs’ta binlerce polisin Kurtuluş Parkı çevresini demir bariyerlerle kuşatmış olması bile nedense tedirgin etmiyordu kimseyi. Belli ki kimse sokak katliamlarına teslim olmamıştı düşmana inat! İşçiler, alanda daha öncesinden yerlerini almışlardı. Gençler hem daha kalabalık, hem daha bir heyecanlı, daha bir genç hissettim aralarında kendimi.

unnamed (16)
“ARTVİN’İN TALANINA, CERATTEPE’NİN İŞGALİNE HAYIR!”
yazılı Artvin pankartını karşıladım.  Sabriye Tuncay, Demir Akın, Süleyman Karadeniz,  Güner  Yalçın, Ahmet Köroğlu, Şinasi Altunkaya, Yener Turan, Şevket Çorbacıoğlu, Cengiz  Yücel, Nurettin Ocak, Hasan, Osman, Sabri, , Adem, Sedat, Vedat, Özge, Sevgi, Birgül, daha adlarınını bilmediklerim ve göremediklerim; hepsi ordalardı… Sade onlar mı? Sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri çatısı altında yürüyen şairler, yazarlar, ressamlar, müzisyenler, eski iş arkadaşlarım, yoldaşlarım, bir değil, bin değil, on binlerce birbirinden güzel, kadın – erkek, yaşlı – genç, çocuk hep oradalardı… Kimilerinizin saçları aklaşmış olsa da adeta hepimiz genç, hepimiz aynı yaştaydık… Yüreklerimiz hep 20’sinde hep birlikte güzel günlere olan umutlarımızı büyütmeye çalıştık…

unnamed (13)

İşçiler, emekçiler, gözleri ışıl ışıl umut yüklü; ırk, dil, din ayrımı yapmaksızın rengârenk pankartlarıyla dalga dalga geliyorlar. Eminim ki cellat nasılda iç geçiriyordur; “Tanrım, biz öldürdükçe bunlar çoğalıyorlar” diye!…

Sanki Ruhi Su  gençlerin arasında birlikte şarkı söyler gibi!

 “Bu Pazar, kanlı Pazar
Dert yazar, derman yazar
Kalkın ayağa, kalkın
Gidiyor bu çocuklar”

 10 Ekim-Der 10 Ekim Barış Ve Dayanışma Derneği geliyor! 101 Barış elçisiyle. “Zulüm adın kalleş olsun!”  Barış istemenin bedelini canlarıyla ödeyen 101 karanfil, on binlerle yürüyorlar…

unnamed (11)

1 Mayıs günü hem mutlandım, hemde umutlandım. 10 Ekim’den sonra alanlara çıkmaya çekinen emekçiler, korkuyu düşmana havale etmiş, koca koca yürekleriyle sel olup “Kurtuluşa kadar Savaş” şiarıyla Mahir’i, Deniz’i, İbo’yu ve diğer yoldaşları da yanlarına alarak Kurtuluş / Kolej meydanına akın etmişlerdi.

Sadece onlarmı?  Ülkenin dört bir yanında emekçiler “iş ekmek özgürlük,  demokrasi, bağımsızlık, barış, hak ve adalet” talepleriyle meydanlara indiler, şarkılar söylediler…
“Günlerin bugün getirdiği
Baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez
Sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir
Bizde ve ülkelerde

 1 Mayıs 1 Mayıs
İşçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda
İlerleyen halkın bayramı”

Ve dünyanın birçok ülkesinde işçiler, emekçiler, 1 Mayıs’ı, “Dünya İşçi Sınıfının Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü”olarak kutladılar; kapitalist – emperyalistlerin yüreklerine bir kez daha korku salarak yürüdüler…

unnamed (9)

 

Şilili gençler, halk kahramanı müzisyen Victor Jara’nın Şili faşist diktatörlüğünce elleri bileklerinden kesilerek türbinlerde asılıyken, gitarını çalamasa da, son olarak binlerce yoldaşı ile birlikte söylediği;

“VenceremosVenceremos
Kıralım zincirlerimizi
Venceremos Venceremos
Zulme ve yoksulluğa paydos”  şarkısını söyleyerek yürüdüler.. 

unnamed (14)

131 yıl geçmişi olan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk kez ülkemizde 1905 yılında kutlanan 1Mayıs, bu yıl  Türküye işçi sınıfı ve emekçi halkı tarafından bir kez daha pek çok merkezde, özellikle büyük kentlerde, birçok sanayi bölgesinde son birkaç yılın en görkemli ve en kitlesel bir şekilde kutlandı.

unnamed (10)

Kısaca, OHAL uygulamaları gölgesinde, her girişimin yasak  tutumuyla karşılandığı bir dönemde 1 Mayıs 2017, Türkiye İşçi sınıfı ve en yakın müttefiki her çevreden emekçi kesimlerle birleşerek, her türlü ırkçılığa, dini ayrışmaya karşı sınıf kardeşliği ruhuyla, sömürüye hayır dediler. 1 Mayıs’ın değerlerine sahip çıkarak; sömürüsüz, savaşsız, sınıfsız, tüm halkların, tüm insanlığın kardeş olduğu bir dünya ideallerini dile getirdiler.

unnamed (15)

Ülkemiz çapında yapılan kutlamalara, başta referandum sonuçlarına olan itiraz olmak üzere, “Tek adam” yönetimine karşı duruşlar damgasını vurdu. Bunun yanında, hak ve özgürlüklerin, kıdem tazminatı ve iş güvencesinin sağlanması, taşeron uygulamasına son verilmesi, iş cinayetlerine karşı önlem alınması,  “OHAL” in kaldırılması ve barış talepleri en çok işlenen ve yüksek sesle dile getirilen konulardı…

Evet, 16 Nisan öncesi “hayır cephesi” n deki coşku ve özgüven kendisini 2017’in 1 Mayıs’ında da hissettirdi; pek çok bakımdan övgüye değer bir güne dönüştürüldü. İşçi sınıfı ve ilerici demokrat güçler, bu 1 Mayıs’ta OHAL’ in baskıcı ve gerilimli ortamını aşmayı başardı.

unnamed (12)

Bu arada kendilerini işçi sınıfının ve Kamu çalışanlarının temsilcisi olduğunu iddia eden kimi sözde sendikalar, bazı yerlerde oldukça sönük, durgun kutlamalarla 1 Mayıs’ı geçiştirmeye çalıştılar. Çünkü onların temel kaygıları işçinin, emekçinin, işçi sınıfının sorunları değildi; tüm amaçları, işçinin, işçi sınıfının, emekçilerin sorunlarını bastırarak, mevcut siyasal iktidara şirin görünmekti!…

Görünen o ki aşılması gereken çok önemli engellerden biri önümüzde duruyor. O da işçi sınıfı ve emekçilerin bölünmüşlüğünün ortadan kaldırılmasıdır.