Cerattepe’de altın madeni aranamaz “coğrafi konum buna müsait değil” diyen mahkeme kararıdır. O da bir defa değil, defalarca bu yönde karar verilmiştir.
 Mahkeme karar verdi, hükümet ÇED raporunu değiştirdi, mahkeme tekrar aynı doğrultuda karar verdi, hükümet yeniden ÇED kararını değiştirdi.
Mahkeme her şeye rağmen kararında ısrar etti.
Bu defa mahkeme heyetini değiştirdiler.
O da Hükümetin istediği gibi karar verdi, üst mahkemeye gidildi.
Halk ayaklandı. Ama OHAL var diyerek bütün demokratik eylemler yasaklandı.
Oysa halk Cerattepe’de nöbet tutuyordu. OHAL ile hepsi yasaklandı.
Mahkemelerin aynı tavırları HES’ler içinde geçerlidir. İnsanın kanını donduracak ÇED raporları düzenlendi.
Artvin halkı özünde deresine, madenine, doğasına sahip çıkıyor da devlet çok pervasız davranıyor. Asker, polis halka alabildiğine acımasız davranıyor, demokratik tepki koymalarını engelliyor. Son mitinglerin bir tanesinde önde kadınlar yürüdü. Hani belki kadınlara nazik davranılır sanılmıştı. Erkeklere nasıl davranıyorlarsa aynını davrandılar. Copladılar, yerlerde sürüklediler, yoğun şekilde gaz sıktılar, plastik mermi bile kullandılar. Kadınlara hunharca davranılmasını içlerine sindiremeyen erkekler polis ile kavgaya durdular. Çok sayıda kadın erkek yaralandı. Bir kadında o arbede esnasında yüksek bir duvardan betona düştü. Aylarca hastanede yatmak durumunda kaldı. Hiç kimseye soruşturma açılmadı.
Kısacası Cumhurbaşkanı Türk Milletine küfreden Mehmet Cengiz’i Artvin halkına tercih etti. Güvenlik güçlerine bizzat talimat verdi ve halkı günlerce dövdürdü.
Artvin’in AKP milletvekili de halkın yanında değilde şirketin yanında saf tuttu.
Artvin Belediye Başkanı “madene karşıyım” diyor ama bunu kapalı kapılar ardında diyor.
Kısacası hiç birisi Artvinli ce davranamıyor. İşlerine, paraya Artvin’i peşkeş çekiyorlar. Artvin’e atanan valiler ise polise “gazlayın, vurun” talimatı veriyor. Onlarda üç kişiyi bir arada gezdirmiyorlar.
Mahkeme kararı kesinleşinceye kadar maden şirketi orada en küçük çalışma yapmayacaktı ama gel gör ki orada ormanlar katlediliyor, kepçeler, kamyonlar ve diğer iş makinaları tam kapasite çalışıyor… Sondaj çalışmaları bile yapılıyor.
Halkı üç kişi bir araya getirmiyorlar. OHAL’in alası var. İstihdam yaratmakla halkın bir kısmını da maden alanında çalıştırıyorlar. Daha düne kadar halk ile iç içe olanlar halka düşman edilmişler.
İşin özeti şu;
Artvin’de sadece Maden, HES, Taş ocakları sorunu yok. Artvin’de devlet eliyle bir yokoluş örgütleniyor.
Uygulanan politika ile Artvin insansızlaştırılıyor. Hedefte Artvin’in peşkeş çekilmesi var.
Tüm bu politikasını halka rağmen sürdüren bu iktidar bir taraftan da şirin görünmek istiyor. İstiyor çünkü seçimler yaklaşıyor. Artvin dışında yaşayan Artvinliler ile Artvin Günleri organize ederek onlarla sorun yokmuş gibi görünmeye çalışıyorlar.
Cerattepe’de ki mitinge katılmak üzere Artvin’e giderken 15 yerde yolumuzu kesip, her seferde o kadar insanın GBT’sini yapmaları daha dün gibi hafızalarda.
Hopa Cankurtaran’da yolumuzu kesen polis ve jandarmanın otobüsümüzü oradan ileri bırakmaması…
Değişik yöntemler kullanarak Artvin’e varmamızda hafızalarda tazeliğini koruyor.
Kadınları, kızları coplamaları, yerlerde sürüklemeleri, aşırı derecede biber gazı ve diğer gazları sıkmaları. hafızalarımıza kazınmış durumda.
Aynı uygulamaları derelerine sahip çıkan halka da uygulayan bir devlet söz konusu.
Tüm bunlara rağmen Artvin dışındaki Artvin dernek ve vakıflarının devlet ile ortak Artvin Günleri organize etmeyi düşünmesi, bunu gündeme getirip tartıştırması abesle iştigaldir.
Artvin’i yönetenler, ülkeyi yönetenler, yönettikleri alanları insan gibi yönetmedikleri sürece onlara merhaba denmesi bile abestir.
Bizim kadınlarımızı, kızlarımızı dövdüren Cumhurbaşkanı bizim cumhurbaşkanımız olamaz. Başbakan, vali, belediye başkanı bizim olamaz. Onların talimatlarıyla halkını döven, hele hele kadını döven polis bizim polisimiz olamaz.
Bu gerekçeler ile Ankara’da ki derneklerin Atatürk Kültür Merkezi’nde adı Artvin Günleri olan böylesi organizasyonla dernek ve vakıfların ilgilenmesi Artvin’in onurunu zedeleyecektir.
Artvin’i Artvinlilere yakışır nitelikte yönetme birikimi, ahlakı olmayanların yönettiği sürece de Artvin halkı onlarla yan yana olmayacaktır. Böylesi bir gerçekle yüz yüze olmamıza rağmen bahsi geçen sosyal kurumlar ısrarla oraya giderlerse Artvin halkı tarafından tanınmayacakları bilinmelidir. Tüm bu yaşatılanlara bakınca, batsın böyle Artvin günleri, demek geliyor.