Özer Topçu
ozer@yolcuhaber.net

Hem parti başkanı, hem cumhurbaşkanı olmak bu ülkeye uymadı.
Tıpkı “karga” ile “camuş”un kafiyeye uymadığı gibi uymadı.
Mesela, AKP başkanı lise mezunu olabilir ama, cumhurbaşkanı olmak için lise mezunu olmak uymaz. Aynı “karga” ile “camuş”un kafiyeye uymadığı gibi…
Ancak şair diyor ki, uysa da koydum, uymasa da koydum.
Bu edebiyatçıların sorunu olduğu kadar, okurun da sorunudur.
O yüzden diyorum ki, parti başkanından cumhurbaşkanı hikayesi uymadı…
Uymadığı açılan davalardan da belli.
Şu an dünyada en çok hakaret davası açan cumhurbaşkanı ünvanı bu zat’ın elinde.
Hani Mehmet Ağar’ın çırağı, Erdoğan’ın kalfası zat demiş ya, Recep Tayyip Erdoğan iktidarında isteyen istediğini konuşabiliyor, yazabiliyor diye, ona demek lazım ki, ya bu 12.305 dava neyin nesi dir?
Bu mu isteyenin istediğini konuşması?
Bir örneği daha yok böylesi bir cumhurbaşkanının…
Parti başkanının politikalarını eleştirince, cumhurbaşkanına hakeretten dava açıyorsunuz.
Yazanlara baskı yapıyor diye yazmayacak mıyız sanıyorsunuz?
Yazacağız, hep yazacağız.
Konuşacağız da, hem de hep konuşacağız.
Mesela, Milli Savunma Bakanını FETÖ’nün, genel kurmay başkanı yaptığını yazacağız. Onu genelkurmay başkanı yapmak için onlarca generali hapse attığını, onlarcasını resen emekli ettiğini biliyoruz ve yazacağız. Sıra bu zat’a gelinceye kadar aleni kıyım yapıldığını halka anlatacağız.
ABD, Güçlü gördüğü ordumuzu, FETÖ ile çektiği Ergenekon operasyonu ile güçsüzleştirdi. O da yetmedi, şimdi askerlikte köklü değişiklik yaparak ABD’nin istediği konuma getirdi.
Bu da, FETÖ’nün sürdüğünün kanıtırır.
Bu ülkede bir güç var, o güç ne istiyorsa o oluyor. Bunun adına ister FETÖ, ister kontrgerilla, ister CIA, ister derin devlet, ister sistem deyin. Bu ahlaksız güç, iktidarı da, muhalefeti de, bir çok terör örgütünü de yönetir pozisyonundadır. Ne yazık ki Milli Savunma Bakanlığını da, Milli Eğitim Bakanlığını da, Sağlık Bakanlığını da, Ekonomiyi de bu merkez yönetiyor. İktidarlar formalitenin yerine getirilmesi için paravan olarak kullanılıyor.
İktidarları da o güç belirlediği için “onu alma beni al”yarışı kıran kırana geçiyor.
YSK’nun İstanbul seçimlerini iptal etmesi bu gücün istemesi sonucudur. Bu güç siyasi parti liderlerini bile ablukaya almış durumda…
AKP iktidarı ile bu güç ülkemizde adeta kök saldı. Bütün politikalar bu gücün arzularını karşılamak üzerine şekilleniyor.
O yüzden, tam bağımsızlık şiarı bu ülkede en çok korkulan olmaya devam ediyor.
İstanbul seçimi için iktidarın verdiği taviz, bizim en az elli yıl geri gitmemize sebep olacaktır.
Ülkemizde hiç kimse neoliberal politikaları eleştirmiyor, kınamıyor.
O politikalar, ABD tarafından dayatılıp, iktidar olanların verdiği tavizlerdir çünkü…
Nedir bu neoliberal politika derseniz;
Devlet işletme kurmaz, fabrika kurmaz der o politika, devlete ait ne varsa sat der, üretme der, ben sana daha ucuza vereyim der ve sanayini çökrtir, sanayin çökünce de sana ucuza vereceğini söylediği emtiayı, istediği fiata satar.
Topraklarını ekme ben ucuza vereyim der, yeraltı yerüstü her türlü madeni ben çıkartırım der, istediği gibi sözleşme yaparak senin zenginliklerini talan eder… Sana kredi verir, yol ve bina yaparsan veririm der. Çünkü onlar betona gömülen ölü yatırımlardır.
Bir fabrika kurmak için asla kredi alamazsın mesela…
Zaten 40 yıldır söyledikleri yalana halkı öyle bir inandırmışlardır ki, devlet adına fabrika kurmaya kalksan deli derler.
Oysa devlet dediğin vatandaşına iş vermek zorundadır.
Bu alçak politikaları uygulatıyor ki, kimsenin devletine güveni kalmasın. Kimsenin devletine güveninin kalmaması, işgal etmeye kalksa, kimsenin kılını bile kıpırdatmaması onun işini kolaylaştıracaktır. Ordunun tarumar edilmesi, halkın ülkesini sevmeme noktasına getirilmesi, AKP’nin işbirliğinşn sonucudur. Kıbrıs’da bu politikalar uygulandı ve Kıbrıslı Türkleri, Rum kesimini sever hale getirdiler.
Bizim ülkemizde de eğitimli gençlerin istikballerini diğer ülkelerde aramaları da bu gerçeğin işaretidir.
Ülkesini seven kim varsa, AKP’nin ülke yönetiminden derhal el çekmesi için çaba içinde olmalıdır.
12.305 kişiye dava açması bu gerçeklerin konuşulmaması içindir. Ama biz konuşacağız ve yazacağız!
Hükümet İstifa…!