Özer Topçu
ozer@yolcuhaber.net

İstanbul seçimleri ve sonrası üzerine boyalı basın ve ulusal basının gözden kaçırdıkları üzerine altını çizdiğim hususları dostlarımla paylaşmak isterim.
Daha önceki yazımda Recep Tayyip Erdoğan’ın 37 ilçede miting yapmayacağını yazmıştım. Boyalı ve ulusal basında böyle bir yorum görmek mümkün olmamıştı.
O mitingleri cidden yapmayacağı kesinleşti gibi.
Neden yapmadı derseniz, 31 Mart seçimlerinde Binali Yıldırım’ı yok sayarak, Ekrem İmamoğlu’na karşı rakip gibi sahaya çıkmıştı. Böyle çıkış, İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı ile rakip haline getirerek, İmamoğlu’nun popüleritesini artırdı. Şimdi halk İmamoğlu’na başka misyonlar yüklemeye başladı.
Araştırma şirketlerinin hepsi İmamoğlu’nun önde olduğunu söylüyor.
Bu da AKP’yi çıldırtıyor.
O, çıldırmış hali ile İmamoğlu’na ver yansın ediyorlar. Hakaretlerin, iftiraların biri bin parça…
Geçen seçimde nasıl ki Recep Tayyip Erdoğan’ın hatalı stratejisi seçimi kaybettirdi, bu seçimde de, bu kirli ağız AKP’ye seçimi kaybettirecek.
Recep Tayyip Erdoğan’ın bu seçimde oyları artırmak için arkada durmasının getirisinden fazlasını, kirli ağız ile siyaset yapan, mafyalaşmış troller götürecektir.
Bütün mafya neden AKP’nin yanında?
Bütün mafyalaşmış cemaatler neden AKP’nin yanında?
Bu soruları halk soruyor ve cevabını da kendisi söylüyor, yağmanın ortakları diye…
Sıradan insanlar “şu Soylu’yu seçimler bitene kadar bir yere kapatırlarsa belki AKP kazanır” diyebiliyorlar.
İki belediye başkanı adayının moderatörlüğünü Uğur Dündar’ın yapacağının duyurulması üzerine, Uğur Dündar, bu görevi yerine getiremeyeceğini açıklamıştı. Ancak gerekçesi dikkat çekiciydi. O oturum ile ilgili çeşitli kirli hazırlıkların yapıldığı duyumu aldığını söylemişti. Herkeste böyle bekleyişin olduğunu ben de gözlemliyorum.
AKP’nin böyle bir hazırlık yapması ve kirli siyaseti sürdürmesi halinde cumhurbaşkanlığı makamının da tehlikeye düşeceğini şimdiden söyleyebilirim.
Çünkü, bu kirli siyaset, AKP’yi hiç tahmin edilmeyecek oranda gözden düşürecektir.
AKP, cumhurbaşkanlığı seçiminin zamanında yapılmasını istiyorsa, İstanbul seçimini demokratik kurallar dışına çıkarak almaya çalışmayacak. Bunu yapmazsa, demokrasi kurallarına uyarsa İstanbul Belediye Başkanlığını Ekrem İmamoğlu alır, herkes işine odaklanır. AKP’nin de demokrasiye saygısı gereği iktidarda kalması kabul görür.
Tersi olursa, AKP’nin demokrasi kurallarına uymayacağı görüşü
toplumda yaygınlaşır ve halk iktidarı terk etmesi için girişimlerde bulunur.
Şimdiden cumhurbaşkanlığı seçimine zorlanılır.
O gün açık oturum’da İmamoğlu’nun sinirleri zorlanacak. Özellikle Beylikdüzü Belediye Başkanlığı sürecinden bazı dosyalar getirilmiş olabilir.
Bunların ispatı olsun olmasın, böyle iftiralara hazır olmalıdır.
Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım’ın müşteri garantili köprülerden başka bir iş yapmadığını, bu köprüleri de eşe dosta devleti soydurmak için yaptığının altı çizilmelidir.
İmamoğlu’nun gaza gelip, ben oldum diyerek gözünü başka koltuklara dikip, İstanbul konsantrasyonunu bozmamalı.
Siyaset bir bilim dalıdır. Hatayı affetmez!