Bilal Kayabay

SORUN SORU ÇÖZÜM

“Neden bana tecavüz etmiyorlar da sana ediyorlar.”

Bu, tecavüz edilme fantazisini yaşayamadığı için bir yakınma,
acınası bir kıskançlık, bir isyan
mıdır. Eğer öyleyse yanıtı basit:

İsteyene zevkle, gönüllü verenin
yaşadığına tecavüz denmez.
Onun adı başka bir şeydir.

KANAL KİMİN PROJESİ

Yıllardır unutulan kanal mes’elesi niye birden hortlatıldı. Hem de ekonominin tepetaklak olduğu bir sırada.

ABD’nin demokratlarının, cumhuriyetçilerinin el ağız birliği edip Türkiye’ye yüklenmesiyle
eş zamanlı olması, bir rastlantı mıdır. Elbette hayır.

Ağababası dedi ki “Sen demedin mi ‘Eyy Amerika, Karadeniz’de yoksun. Ruslara karşı dengeyi kurmak için sizin buraya çıkmanız lazım.’ Verdiğin sözü yerine getir. Kanal İstanbul’u aç. Montrö engelini ömüzden kaldır. Sen de bunu istiyordun.”

Mes’ele bu kadar açık ve nettir. Aksini düşünmek, söylemek, birilerini kandırma gayretkeşliği, ucuz çıkar hesabıdır.

BEKLEMELER

Her taşın gizlisinde uyandırılmayı bekleyen bir heykel uyur.
Her insanın yüreğinde yontulmayı bekleyen bir taş bulunur.

Bu sırları çözmek de eğitim sonudur.

BİR ANI

Seksenli yıllar. Meyhanedeyiz.
Demokratlık, solculuk, devrimcilik adına burnundan kıl aldırmayan, öğretmen – avukat, milli eğitim müfettişi tipler var, masada.

Yeri, sözün sırası geldiğinde, Nazım’dan şiirler söylüyorum. Yav bırak bunları, Nazım’dan oku, dediler.

Haklısınız, dedim, Nazım’dan söylemeli. Başladım kendi şiirlerimi söylemeye.
Hah be, dediler, bak, şiir böyle olur.

Ne mi yaptım ?..
Sizce ne yapmış olabilirim !?
Siktiri çektim, kalktım.