Bilal Kayabay

Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan, çağdaş – uygar gerçek devleti savundukları ‎için, adına ‎devlet denen dinci mafyatik yapılanma tarafından katledildiler.‎

Dönemin gudubet içişleri bakanı, Uğur Mumcu’nun eşine “Bir tuğla çekersek, ‎devlet ‎çöker” demişti. Çöksün ulan böyle devlet. Devletin temel direkleri yok edilirken; bir ‎tuğlanın hesabını yapmak nasıl bir namussuzluktur.‎

Eey kendine özel anayasa yaptıran efendi, lafla peynir gemisi yürütmeyi bırak ‎da ‎yüreğin yetiyorsa çek şu lânet tuğlayı da çöken neymiş görelim.‎

Görelim, şu devlet çökerten tuğla hangi dinin, hangi mezhebin hangi tarikatın, hangi ‎cemaatin kafasıyla yapılmış; bu kahrolası duvar, hangi usta tarafından örülmüş.‎

‎”Vurulduk ey halkım, unutma bizi” dedin de bu halk, kanına belenmiş iki çuval kömüre, ‎emeğinden çalınmış iki paket ‎makarnaya, Allah’ını bile unuttu, Sevgili Uğur Mumcu.‎

Biat kültüründen başka herşeyi unuttu. Haininden başka herkesi sattı bu halk.‎ Bu halk ‎öyle bir halk ki hurafe ezberinden gayri her doğruyu her gerçeği, her güzeli unutur.‎
‎ ‎
Çerkes sıfatını, Ethem adının önüne koyar da Gaffar Okkan’ın Çerkes olduğunu ‎unutur.‎ Bizi bir kez daha öldürmek için hatırlar ancak. Bunlar “deveyi” kutsal bilir; sidiğinden şifa umar. ‎Deveye ‎diken bu halka s*ken yarar. Biz diken olamayız, öteki de fıtratımızda ‎yok.‎

‎”Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi” bu halka rağmen; Onurlu mücadelenizi unutmayacak, ‎unutturmayacak; yoz halkın unuttuğu soy insanlar.‎