Bilal Kayabay

Yıllarca “Yeşil sarıklılar, kazandı Çanakkale Zaferi’ni” diye, anınıza, şanınıza, kanınıza ihanet, iftira ettiler.

Sözüm ona destanınızı yazdı Âkif… Çöl’ün kabile kavgasıyla ölçtü, tarihin selama durduğu destanınızı.  O, iyi niyetli, inançlıydı, Nazım’ın dediği gibi. Sonra, beterleri geldi, haraç mezat satılıyor, kutsal emanetiniz.

Sizler gibi, acılara katlandık, katlanıyoruz, katlanacağız…
Yediden yetmiş yedimize, gazlandık kurşunlandık. Ölümlerden ölüm, zulümlerden zulüm seçtik, size layık olmak için direndik, direniyoruz…

Her dilden, her dinden, her renkten, her ırktan, her inançtandı saldırganlarınız.

Şimdi, biz de her dilden, her dinden, her renkten, her ırktan, her inançtan İNSANLAR, el ele, gönül gönüle, karşı koyuyoruz,  EMPERYALİZM’E… Selam olsun bizden size !..

KESTİRMEDEN SÖYLEYELİM

Lafı uzatmadan, kestirmeden söyleyelim: Emperyalistlerin ülkedeki yerli işbirlikçi köpekleri, hangi telden havlarsa havlasın, Çanakkale Savaşı ve Muhteşem Zaferi, bütün kirli hesapları alt üst etmiş; oyunları bozmuştur. Mazlum milletleri birer birer uyandırmış, bütün dünyanın tarihini değiştirmiştir.

Emperyalistler,  yerli milli kılıfına bürünmüş satılmış soysuzları ne kadar azdırırsa azdırsın, bu gerçeği değiştiremez. Tarihin belleğine böylece kazınmıştır.

Mahatma Gandhi ne diyordu: “Mustafa Kemal, İngilizleri yeninceye kadar tanrıyı da ingiliz sanıyordum.”