Koronavirüs küresel salgınının, yaşlılar, emekliler açısından hızla sistematik bir ayrımcılık ve hak gaspı sürecine evrilmesine ilişkin Halkevleri Emekli Hakkı Meclisi  basın açıklaması yaptı.

Basın açıklaması şöyle:

Koronavirüs küresel salgını, yaşlılar, emekliler açısından hızla sistematik bir ayrımcılık ve hak gaspı sürecine evriliyor. Emekliyiz; ama çaresiz değiliz. Dilimiz, elimiz ve kolumuz bağlı değil. Gerektiğinde bastonumuzu havaya kaldıracak gücümüz hala var. Bu böyle biline!..

Koronavirüs küresel salgını, bu büyük halk sağlığı sorunu, ülkemizde hızla yaşlılara, emeklilere yönelik sistematik bir ayrımcılık ve hak gaspı sürecine evrildi. Salgından en çok etkilenenlerin yüksek yaş gruplarında olduğu verileri üzerine iktidar sözcüleri tarafından her açıklamada yapılan “yaşlılar” vurgusu, neredeyse salgının yayılma nedeni olarak yaşlıların gösterildiği, iktidarın almadığı önlemlerin, salgına karşı mücadeledeki başarısızlıklarının yaşlıların üzerine yıkıldığı, salgına yönelik tepkilerin yaşlılara yöneldiği bir ortam yarattı. Bu yönlendirme, neredeyse kendisini yaşlı saymayan herkesin bizler hakkında konuştuğu, ne yapmamız gerektiğini söylediği bir toplumsal ortam yarattı. Bu salgını yayan değil, yayılmasının sonuçlarını yaşayanız bizler. İktidarın almadığı önlemlerin sonucunu hayatını kaybetme riski ile yaşayanlarız.

Yaşanan bu büyük halk sağlığı krizine çıkarcı, fırsatçı ve emeklilere düşman bir anlayışla yaklaşılması ile önce 65 yaş üstü yolcuların ücretsiz seyahat hakkının askıya alınması uygulamaları başladı. Ardından aynı evlerde yaşadığımız milyonlarca ücretli çalışan her gün zorunlu olarak işe gidip gelirken ve 65 yaş üstü onbinlerce insan ücretli çalışmak zorundayken 65 yaş üzerine ayrımcı bir sokağa çıkma yasağı kararı geldi. İktidar yasak koyarak sorumluluğu bizim üzerimize yıktı, bizlerin tüm ihtiyaçlarını barınmadan beslenmeye, iletişim hakkından, sağlığa kadar karşılama sorumluluğunu da üzerinden attı.

Bu anlayışın köklerinin daha da derinlerde ve üstlere doğru tırmandığı ve saraylara kadar uzandığı bilinen bir gerçek. Tarikatlara ve altın işlemeli makam odalarına bol bol harcama yapılırken, emeklilere gelince “yok” deniliyor. Emeklileri sistemin sırtında bir yük olarak gören ve onları bu dünyadan bir an önce gitmeleri için can atan neoliberal anlayışın atağa geçmesidir. Salgın hastalık bahane edilerek sözde güvenlik aldatmacası ile bir savaş hilesi yapılıyor. Bu adımlar emeklileri toplumdan koparmakla kalmaz, asıl amaçları ise kendi yükümlülüklerinden kurtulmaktır.

Bu ayrımcı sokağa çıkma yasağı ve seyahat kartlarının ellerinden alınması zaten emeklilerin zor olan yaşantılarını daha da zorlaştıracaktır. Aslında iktidar olmanın gereği; sıkıntılar içinde olan emeklilerin sorunlarına çözüm bulmaktır. Hiçbir emekli, şehir içinde keyfinden seyahat etmez. Büyük çoğunluğu baş edemedikleri sorunlarından uzaklaşmak zorunda oldukları için şehir içinde seyahat ediyorlar. Şu an da hiç kapısı çalınmayan, aradıkları numaralara ulaşamayan, sokağa çıktığında ayrımcılığa, aşağılanmaya uğrayacağını düşünen hastalığa ve ölüme terkedilmiş milyonlarca yaşlı ve emekli yurttaş var.

Emekliyiz; ama dilimiz, elimiz ve kolumuzu bağlı değil. Gerektiğinde bastonumuzu havaya kaldıracak gücümüz hala var. Bu böyle biline!..

Emekli dostlarımıza sesleniyoruz:

Elbette kendimize bilim insanlarının önerileri doğrultusunda dikkat edeceğiz. Ancak bilmeliyiz ki; eğer bizler sesimizi çıkarmazsak ve bir kez haklarımız budanmaya başlandı mı, bunun sonu gelmez. Bu nedenle başta örgütümüz Emekli-Sen olmak üzere tüm dost kurum ve kuruluşlarla bu hak gaspına karşı sesimizi yükseltmeliyiz.

Bizler bu toplumun parçasıyız, ayrımcılığa uğramak, hastalığa ve ölüme terk edilmek, aşağılanmak değil insanca yaşamak istiyoruz.

Tüm çalışanlara ücretli izin!

Tüm emeklilere en az 3 bin TL aylık maaş!

65 yaş üstü yaşlılık aylığı alan kişilere de ek Korona desteği!.