Salih Altun

Açlığını, yoksulluğunu sosyal medyada aşikâr eden ve kutsal hükümetimizi dolaylı biçimde de olsa afişe eden yoksul kadına, aynı kanaldan “GEBER!” diyerek şanlı bir savunmaya imza atan Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı görevlisini görevden almış, hakkında soruşturma açmışlar. Ayıp etmişler, haksızlık etmişler.

Adım kadar eminim. Bu olay adamın pervasız özgüveniyle duyulmasaydı ve bakanlığın ifade ettiği gibi “Toplumda büyük infial uyandırmasaydı” veya muhatabı birilerinin “devlet düşmanı, hain terörist” diye damgaladığı kesimden olsaydı, bu davranışı asla sorun olmazdı.

Bazıları bu adamın nasıl olup da bu kadar, pervasız, vicdansız olabildiğine şaşırıyorlar. Bence hiç şaşırmayın. Gayet doğal bir sonuç ve sosyolojik gerçektir gördüğünüz.

Hemen her zaman; ama özellikle sıkıntılarla boğuşulan günlerde, otoriter liderin kişiliği, ona egemen olan ruh hali, onun söz ve davranışları tüm topluma sirayet eder. Bu nitelikler; özellikle olumsuz ise, daha da bulaşıcıdır. Büyük kentlerden başlayarak toplumun en ücra köşelerine kadar ulaşır. Oradaki insanlarda dahi bu özelliklerin yansımalarını görürüz. Evinizde, okulunuzda işyerinizde, trafikte onun binlerce benzeriyle karşılaşırsınız. Bu evrensel bir gerçektir. Dokuz yıl önce bir haftalık Rusya seyahatimizde sokaklarda yüzlerce Putin benzeri görmüştüm. Onun gibi giyinen, saç traşı olan, yürüyen genç insanlardı bunlar.

Daha gerilerde de bazı örnekleri vardır; ama özellikle son 15 yıl içinde ülkemizde hükümet edenlerin ve özellikle de yürütmeyi temsil eden muhteremin, işine gelmeyen sözler söyleyen, tavırlar sergileyen, nazik zülf-ü yare dokunan vatandaşlara neler söylediğini hatırlayın. Bu sözleri ve hangi ortamda söylendiklerini canlandırın gözünüzde.

Önünüze eşsiz bir külliyat çıkacağından emin olabilirsiniz.

Ve şunu asla unutmayın: Anadolu’da ”Mal sahibine benzemezse haramdır.” derler.

Müdür bey, asıl resmin kötü bir kopyasıdır sadece.

Onu yırtıp atmakla bir şeyleri değiştiremezsiniz.