Karga Gak Demeden
14-04-2020
Ömer ŞAN

Siyasetin Tahtası!

Hani adamın bazı tahtaları eksik olabilir… Bazı şeyleri yaz-boz tahtasına da çevirmiş olabilirsiniz! Ancak, bilimin tahtası eksik olmaz, olamaz… Olursa dünya ve evren dengede kalamaz! Yaşamsal hiçbir zerre, varoluşuna dair mesnet bulamaz! Hah işte, bizim bildiğimiz ‘siyaset’ de budur! Bilimdir… Akıldır!

Varsa var, yoksa yoksunuz. En ince ayrıntısı bu yani! Kapiş, bazı zevatcıklar…

Dünya uyarıyor, gelen-giden derken hareketlenmeler var! Hastalığı diyoruz yani… Millet diken, bizimkiler ‘liken’ üstünde… O köprü senin, bu koruma alanı onun, şura sizin, şurada da bir koy var, oraya da bir ince konducuk, silip süpürüyor…

Gelen, giden, kapılar açık… Elin Arap’ı, bizimkiler çıksın diye bekledi Kabe’yi kapatmak için, o kadar yani! Sonra çıktı DİB’in başı tek başına Cuma ‘nema’zı eda etti, kendi DİB’ine göre fetva verdi halka dönen yardımlar için, dönmesin diye!

Yok, biz yine kaybetmedik umudumuzu… “ardılı/ kocaman mavilikler/ denizin ve toprağın…/ bedeninden öte/ kızılında ağaçların,/ yeşilinde yaprağın…/ ve göğünde/ her yüreğin,/ bir kanat çırpışı” diye bağladık kendimizi.

Sonra ne oldu?

Haftalarca beklenen, sürekli uyarılar yapılan ‘sokağa çıkma yasağı’ bir anda açıklanıverdi bir akşamüstü! O da ne ki?.. Memleketin, gece yarısında yasağı başlayacak kentlerinde halkın önemli bir bölümü marketlere, fırınlara vs yığıldı…

Çok anlatılıp eleştirildi ama her dönemin yavşağı, iktidar yalayıcısı, en neti de halk düşmanı leş ağızlılar köşelerinde, geleceğinden umutsuz, endişeli bu halk topluluklarına hakaretler düzdüler! Sırf, ‘DİB’in başındakinin başına yaranmak için…

“Çocuklarım aç kalmasın diye dilemekten geliyorum” diyen Roman kadına “Geber” diye mesaj yazan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı Nail N. denen zat önce bu yazısını silmiş, sonra da sosyal medya hesabını kapatmış ve ardından da görevinden alınmış! Bu memleketi bu gemilere bindirenlerin hiç bir suçu yok zaten! Yer gök biliyor…

Peki ne oldu dersiniz bu ‘sokağa çıkma yasağı’ hengamesinden sonra… Önce ‘beyefendinin bilgisi dahilinde’ dendi, sonra bütün hesap kendi üzerine alındı ve son blöfle ‘istifa’ senaryosu sahnelendi… Sanırım hakem, bu pozisyon sonrası VAR’a gitti, ofsayt var mı, yok mu baktı ve net olarak gördü ve kartı koydu!.

Bir gün böyle geçerken, suyun altından neler geçti bilinmeden, malum şekilde ‘kabul görmedi’ bu istifa mektubu ve yeniden göreve devam ettirildi, bir zamanlar küfre tespih çektiren SS… Olsun, sonradan olmaydı ya!

Tam bu havalarda hafif rüzgarlar estirirken; çok hünerli bakan Hayati Yazıcı’nın muhterem zevceleri hanımefendi kendi sosyal medya hesabından, ‘Biraz temiz hava alalım, yürüyelim” diye imalı bir mesaj gönderdi kozmosa! Hani anlayana, hesabından…

Daha önce de denenmişti bu restleşme… Taaa Damat Ferid-ul beraat edecekken!

Bu zamana gelene kadar kaç tahta gitti sayabildiniz mi? Hava almış olacak ki; Ankara’dan kalkıp Rize’de kendimizi karantinaya gömdüğümüzün üzerinden 15 gün geçmişti ki, soğuk ve yağışlı hava aniden doluya çevirdi…

Ankara Kent Konseyi Başkanı ve ATO Başkanvekili Halil İbrahim Yılmaz, tam da bu arada ince bir saptama yaparak, Ankara’da 8500 lokanta ve kafenin genelge ile kapalı olduğunu ancak, aidat vs. devam edip, doğalgaz vs sayaçları düzenli okunduğunu vurgulayarak, “İşletmeciler ‘işçi vs’ ödemesi için çaresiz…” diye not düşüyor ve “Aynı gemide olan ‘mülk sahipleri’ kiradan taviz vermiyor” ifadelerini kullanıyordu!..

Demek ki kimse kimseye yetemiyor! Gemi yüzemiyor…

Tam da bu aşamada CHP Rize İl Başkanı da aynı konuya değinip, ‘esnafın sıkıntılarının her geçen gün daha da katlandığına’ vurgu yaparak, destek paketleri önerilerini sıralıyor ve bu gidişle ‘korona bulaşmadan esnaf gidecek’ uyarısı yapıyordu…

Ve unutmayın… Yarının ucundaki ‘Kıtlık’ iyice görünmeye başladı… Ülkemiz, geçen yılki tarımsal üretimine en az yüzde 50 katmaz ise koronavirüs sonrası çok sıkıntılı bir süreç başlayacak! Acil önlemler alınmazsa eyvah para etmeyecek!

Bakın mesel… Fındıklı Belediye Başkanı Ertuğrul Çervatoğlu’nun teşvik ve önerisiyle Fındıklılı kadınlar evlerinde ürettiği maskeleri halka ücretsiz dağıtılıyor… CHP’li belediyelerin yardımlarını ve dahi teşekkür edilmesini dahi yasaklayanlar, buyurun… Bu da mı haram? Eyyy DİB’in başı?

Biz de unutmadan uyarımızı yineleyelim… Virüs nedeniyle kullanılan her maske, eldiven, bone vb kişisel malzeme, kullanıldıktan sonra artık ‘tıbbi atık’ olarak değerlendirilmelidir! Sokağa, caddeye, parka, dereye, denize veya çöp bidonlarına gelişigüzel atılmamalıdır! Lütfen dikkat ediniz!

Veee… Meclisin 100. Yılı kutlanacak ama ortada Meclis yok… Deniyor! Biz de hemen soralım:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Bağımsızlığı ve Halk Hâkimiyetinin yegane temsilcisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Kuruluş ve Açılışının 100.Yılı için bugünün TBMM’si ne yapıyor? TBMM’miz,100.Yıl kutlamalarının neresinde? Bilgilendirir misiniz?

Deliye son söz… “Sabahın/ güne ilk vurumudur/ umudu aydınlatan,/ ve bereketidir/ yaşamın tabiatı… Ne verirsen/ onu alırsın, ölçeği sevgi!”