“Korkmuyoruz, yurttaşlarımızı daha cesur olmaya çağırıyoruz.”

Ülkemizin yetiştirdiği çok sayıda aydın, sanatçı ve yazarın içerisinde yer aldığı Sanatçılar Girişimi, memleketin gidişatına dair yazılı bir açıklama yaparak, yurtsever aydın ve sanatçıları metnin altında imzacı olmaya çağırdı. Sanatçıların halka seslendiği metinde ülkede yaşanan birçok soruna değinilirken, halka ve aydınlara mücadele çağrısında bulunuldu.

“Sevgili halkımıza,

Sizlere, emeğini, yeteneğini, halkının ve ülkesinin hizmetine sunmuş sanatçılar olarak sesleniyoruz. Mutluluğunuz bizim mutluluğumuz, mutsuzluğunuz bizim mutsuzluğumuzdur. Mutlu olmadığınızı biliyDünyayı sarsan koronavirüs belası ülkemizde de can alıyor. Daha da alacağı anlaşılıyor. Yeterince ağır bu belayla savaşırken çarşıda, pazarda, günlük yaşamda fiyatlar el yakıyor. İşçimiz, köylümüz, esnafımız, memurumuz, emekçimiz, çoğu dar gelirli, kimisi büsbütün gelirsiz insanımız, geçim sıkıntısıyla, işsizlikle boğuşuyor. Bugününü kurtarmaya çabalarken yarınlarının ne olacağı bir karabasan gibi, kâbus gibi üzerine çöküyor. Yarın kaygısı, gençlerimizi ümitsizlik içinde kıvrandırıyor. Deprem kuşağındaki ülkemizde, bir depremin yaraları henüz sarılamadan, yakın gelecektekilerin habercisi öncü sarsıntılar, sanki doğa da bu kötülüklerle yarışıyorcasına, ülkemizin her yerinde birbirini izliyor. İnsan eliyle yapılan doğa katliamları güzelim ülkemizi mahvediyor. Gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketinin beklenmekte olduğu İstanbul’umuzun üzerinde kanal İstanbul denilen ölümcül rant kılıcı sallanıyor.oruz, görüyoruz, seziyoruz, izliyoruz. Yaşadığımız koşullarda nasıl mutlu olunabilir ki!

Cumhuriyetimizin değerleri alt üst edilmiş. Monarşi hayranlığı körükleniyor. Osmanlı İmparatorluğunun birkaç yüz yılı kapsayan aydınlanma çabaları göz ardı edilerek en karanlık, en gerici, en baskıcı dönemleri ve kişileri baş tacı ediliyor.

Barolar ayaklar altında. Hukuk güvenirliğini yitirmiş. Büyük Millet Meclisi işlevinden uzaklaştırılarak etkisizleştirilmiş.

Emekçinin kıdem tazminatı yağmalanmakta…

Sıradan ve kimileri cinayet, yaralama gibi yaşama hakkına yönelik cürümlerin sanıkları serbest bırakılırken, düşüncelerinden ötürü yargılanan aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler cezaevlerine kapatılmış.

Ölümle, sakatlanmayla sonuçlanan, bu nedenle de daha çok cinayete benzeyen iş kazalarında ve yanı sıra da annemiz, eşimiz, kızımız, kardeşimiz, sevgilimiz, canımız olan kadınlara karşı işlenen alçakça cinayetlerde, bütün dünya ülkeleri arasında korkarız ki en ön sıralardayız.

Bütün bu haksızlıklar karşısında suskun kalamayan; duyarlı insan olma gereğini, sorumluluğunu yerine getiren, her zaman halkının yanında yer almış olan sanatçılar, yazarlar, gösteri ve dinletilerin yasaklanmış olması ve yayın dünyasının geçmekte olduğu dar boğaz nedeniyle, maddi olarak da her zamankinden daha çok sıkıntı içinde kalmış durumdadır.

Özel tiyatrolar perdelerini tamamen kapatma tehdidiyle karşı karşıyadır. Pek çok müzisyen, ressam, heykeltıraş, çağdaş sanatçımız günlük yaşamlarını sürdürme konusunda çözümsüz sorunlar yaşamaktadırlar. Ülkesine sevgiyle, onurla, özveriyle uzun yıllardır hizmet etmiş ve etmekte olan saygın sanatçı dostlarımız, büyük bir saygısızlıkla, değer bilmezlikle, güvenirliği kalmamış yargının önüne yem gibi, kurban gibi atılıyor.

Bir zamanların çağdaş, saygın Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisi de, iç politikaya yönelik iktidar söylemleri bu gerçeği ne kadar örtmeye çalışsa da, uygar dünya önünde bütün saygınlığını ve güvenirliğini yitirme tehlikesi altındadır. Paramızın değerinin dünya pazarlarında sıfırlanmış oluşu bütün bu söylediklerimizin bir özeti ve simgesi gibidir…

Orta gelirli, hatta ortanın altında geliri olan herhangi bir Batı ülkesi yurttaşı, sahip olduğu paranın bizim paramızın altı-yedi kat üstünde değeri olmasının güveniyle ülkemize bir sömürgeye gelir gibi seyahat edebilirken, bizim bir orta gelirli insanımızın ve çocuklarının bile ülke dışına seyahati artık hayal bile edilemez.

Bizler, yüreği halkıyla, ülkesiyle çarpan sanatçılar da halkımızla aynı sıkıntıları paylaşmanın hem üzüntüsünü hem onurunu taşıyoruz. En başta söylediğimiz gibi, halkın sanatçısı halk mutluysa mutlu, mutsuzsa o da mutsuzdur. İçimizde biriken bu acı sözleri içtenlikle ve korkusuzca dile getirmemiz, halkımızın, ülkemizin mutluluğu adınadır.

Korkmuyoruz, evet.

Korkusuzluğumuz sıradan ve temelsiz bir cesaret değil, halkımızın ve ülkemizin yüksek değerlerine inancımızın sonucu olan sevgi ve bilinç birikimiyle ilgilidir. Korkmuyoruz. Bütün yurttaşlarımızı daha cesur daha özgüvenli, daha inançlı ve kararlı olmaya çağırıyoruz.

Türkiye büyük bir ülkedir. Dünyanın göz bebeği ülkelerindendir. Aydınlanma değerlerinin beşiği olan Batı ülkeleri de içinde olmak üzere, bütün dünyada aydınlanmanın yeniden doğuşuna öncülük edebilecek potansiyellere sahip bir ülkedir. Seslenişimizde sıraladığımız sıkıntılar aşıldığında, bu gerçek bütün  dünyada bir kez daha görülecektir. Bu nedenlerle ve sonuç olarak, iktidar güçlerini başta düşünceyi açıklama özgürlüğü olmak üzere evrensel insan haklarına, ülkenin insan ve doğa kaynaklarına saygılı olmaya önemle davet ediyor, muhalefetteki güçleri de daha kararlı, daha cesur ve daha etkin olmaya çağırıyoruz. 

Türkiye’nin sorunlarını ve halkının derdini dert edinen sanatçılar, yazarlar aydın olmanın sorumluluğuyla halka seslendiler…

İLK İMZACILAR

Edi̇p Akbayram – Müzi̇syen
Sadun Aksüt – Müzi̇syen
Gülcan Altan – Müzi̇syen
Müjde Ar – Si̇nema Sanatçısı
Koray Ari̇ş – Heykeltıraş
Ekrem Ataer – Müzi̇syen
Engi̇n Ayça – Yönetmen
Orhan Aydın – Ti̇yatro Sanatçısı
Enver Aysever – Yazar
Rutkay Azi̇z – Ti̇yatro Sanatçısı/Yönetmen
Taner Barlas – Ti̇yatro Sanatçısı
Bedri̇ Baykam – Ressam-yazar
Ni̇hat Behram – Şai̇r-yazar
Ataol Behramoğlu – Şai̇r-yazar
Egemen Berköz – Şai̇r
Gani̇ Cansever – Müzi̇syen
Meti̇n Coşkun – Ti̇yatro Sanatçısı
Meltem Cumbul – Ti̇yatro Sanatçısı
Nevzat Çeli̇k – Şai̇r-yazar
Haluk Çeti̇n – Müzi̇syen
Meli̇ke Demi̇rağ – Müzi̇syen-sinema Sanatçısı
Füsun Demi̇rel – Ti̇yatro Sanatçısı
Erhan Doğan – Müzi̇syen-yazar
Utku Erişik – Ti̇yatro Sanatçısı
Yücel Erten – Yönetmen
Turgay Fi̇şekçi̇ – Şai̇r
Müjdat Gezen – Ti̇yatro Sanatçısı
Fehi̇m Güler – Ressam
Tarık Günersel – Şai̇r
Sadık Gürbüz – Müzi̇syen
Emi̇n İgüs – Müzi̇syen
Gülseli̇ İnal – Şai̇r
Ekrem Kahraman – Ressam
Tuğrul Keski̇n – Şai̇r
Ari̇f Keski̇ner – Yazar
Can Kolukısa – Ti̇yatro Sanatçısı
Maci̇t Koper – Ti̇yatro Sanatçısı
Zülfü Li̇vaneli̇ – Müzi̇syen-yazar
Zeynep Oral – Yazar-pen Yazarlar Derneği̇ Başkanı
Coşkun Özdemi̇r – Yazar
Deni̇zhan Özer – Sanatçı
Adnan Özyalçiner – Yazar-türki̇ye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı
Abdullah Nefes – Şai̇r-yazar
Vedat Sakman – Müzi̇syen
Adi̇l Sali̇h – Ressam
Ferhan Şensoy – Tiyatro sanatçısı/Yönetmen
Yusuf Taktak – Ressam
Ci̇hat Tamer – Ti̇yatro Sanatçısı
Ahmet Telli̇ – Şai̇r
Salı Turan – Ressam
Gülşen Tuncer – Ti̇yatro Sanatçısı
Di̇lek Türker – Ti̇yatro Sanatçısı
Levent Üzümcü – Ti̇yatro Sanatçısı
Nejat Yavaşoğulları – Müzi̇syen
Ümi̇t Zi̇leli̇ – Yazar
Ragıp Yavuz-Tiyatro Yönetmeni
Yaşar Gündem-Tiyatro oyuncusu
Ali Tutal-Oyuncu
Sabri Ejder Öziç-Yapımcı
Necati Zengin-Tiyatro Oyuncusu
Erhan Güleryüz-Müzisyen
Özkan Mert – Şair-Çevirmen
Ragıp Ertuğrul-Tiyatro Eleştirmeni
Ender Yiğit-Tiyatro Oyuncusu
Harun Güzeloğlu-Tiyatro Yönetmeni
Cansu Fırıncı-Tiyatro Oyuncusu
Banu Kırbağ-Müzisyen.
Kemal Kocatürk-Tiyatro Oyuncusu-Yönetmen
Selda Bağcan-Müzisyen
Ömer Muz-Ressam
Hasan Kıyafet-Yazar
Yunus Yaşar-Yazar
Haydar Eroğlu-Şair
Özer Topçu-Yazar
Nurşim Demir-Tiyayro Oyuncusu