Yazarımız Gökhan Dede’nin “ANILARA YOLCULUK” Adındaki yeni kitabı kitapçıların raflarında yerini aldı.

İşte Gökhan Dede’den Anılara Yolculuuk:  

yaşanmışlıkların unutulmamasını sağlamak, onlardan ders çıkarmaktır bir anlamda. Yaşananlar anımsandıysa, dile getirilip, kâğıda dökülüp paylaşıldıysa yeniden yaşanmış olurlar.

Açıkçası, anılarımı yazmak, yazmaya başlayınca da onları kitaplaştırmayı planlayarak yola çıkmamıştım. Önce köyümle, köyümün doğasıyla ilgili kısa bir tanıtım olsun istemiştim. Daha sonra sülalemle ilgili bilgileri birkaç sayfa da olsa bir araya toplayarak akrabalarıma, çocuklarıma, torunlarıma aktarmayı amaçlamıştım. İlk başlarda işte öylesine yazdıklarımın birkaçını sanal ortamda yayımlayınca, değerli okuyucularımın yüreklendirmesiyle daha sık yazmaya başladım, bir yılı aşkın süre…

Bu anıları yazarken zaman zaman gidebildiğim kadar gerilere gittim. Doğduğum yıllara kadar uzandım. Annemin anlattıklarından belleğimde kalanlara da yer verdim. Kalabalık ailemizle, çocukluğumla, bir kez daha yaşadım o günleri yazarken.

Eğitimim, henüz alfabeyi öğrenmeden tanıştığım imamla camide başladı. Oldukça zor koşullarda ilkokul, ardından ortaokula başlayışım… Hele hele çocukluğumu örseleyen, kişiliğimi biçimlendiren bahçeler, çayırlar, tarlalar, mezralar, yaylalar, dağlar…

Lisede başlayan spor faaliyetim, güreşteki başarılarım, buradan kazandığım parayla Ankara’ya kaçış öyküm… Bu kaçış, yeni, ama zorlu hayat mücadelemin başlangıcı oldu. Tek hayalim, bir iş bulup çalışmak, üniversite okumak, bir yandan da güreş sporunu sürdürmekti. Bir biçimde üniversiteye adımımı attım. Spor camiasının yine içindeydim. Ancak o dönemin eğitimden yoksun sporcu eğiticilerinin varlığı, camia içinde yaşadığım haksızlıkların, çeşitli olumsuzlukların bende yarattığı ciddi hayal kırıklıkları… Tüm bunlardan dolayı, bir süre sonra güreş sporunu bırakmak zorunda kaldım. Bu döneme ilişkin belleğime üşüşen anılar…

Üniversite (akademi) eğitimini gece okulunda aldım. Gündüzleri çeşitli işyerlerinde işçi olarak çalıştım. Bu işyerlerinde ekonomik demokratik haklar temelindeki çalışmalarımı genellikle sendikalarda sürdürdüm. İşte bu mücadele sürecinde defalarca işten çıkarıldım. Bunlardan başka:

İlk aşkıma, evlilik sürecine, 12 Eylül faşizminin baskınlarına, bu süreci yaşarken götürüldüğüm askerliğe, sonrasına, iş yaşamıma, meslek örgütlerimdeki mücadeleme, çok sevdiğim kadınımı, eşimi kaybedişimin yaşattığı yıkıntılara ilişkin anılara, O’na yazdığım mektuplara yer verdim. Böylece anlatılmaya değer bulduklarımdan, unutulmaması gerekenlerden kimilerini kaleme aldım.

Bunlar benim hayat hikâyemden yalnızca bazılarıdır. Kimilerine göre belki anlatılmaya bile değmez olabilirler. Ama inanıyorum ki, bu anılar, benim için olduğu kadar, bunlarda kendi yaşam izlerini bulan insanlar için de önemlidir. Birçok insanın ki gibi benim yaşamım da bazı tesadüflerin eseri olabilir. Kimbilir, belki de -kimilerinin dediği gibi-, benim kaderim de, ben doğmadan önce böyle yazılmıştı!..

Anı yazmak bir anlamda yaşananlara tanıklık etmek, onların anımsanıp gün yüzüne çıkmasını sağlamaktır. Ayrıca bunların, sonraki kuşaklarca bilinmesi anlamında da önemli olduğunu düşündüm. O nedenle, kendimle götürmeye gönlüm razı ol(a)mazdı. Anılarımın kimilerini işte bu yüzden yazdım. Çocuklarımla, torunlarımla, sizlerle paylaşmak için…

Ancak “Yazmak isteyip de, yaz(a)madıkların oldu mu?” diyenlere, “Elbette oldu” diyebilirim. Hatta üstü örtük kalanları da…

Kitabı edinip, okumak için zaman ayıranlara şimdiden teşekkürlerimi sunuyor, iyi okumalar diliyorum.

Gökhan Dede
e-posta: gokhandd@gmail.com
Tel: 0 532 317 19 38