İTİRAF KORKUSUNDA İTİRAF
Kimse kimsenin karakaşına, kara gözüne hevesli değil. Hele, çıkar ilişkileri yumağına dolanmışlar hiç değil.
O zaman, niyedir şu ABD’de tutuklananları kurtarma telaşı aman aman… İlgililerden geliyor itiraflar, tastamam.
Birinci itirafın nesnesi, zembereği boşalan bakan Zafer Çağlayan. ABD’nin hakkından verdiği tutuklama kararına verilen tepki, ilginç bir itiraftı: “Pis kokular geliyor, ABD’den.”
Pis kokular önce en yakın olana gelir. Burada kapatılan “pis kokular” orada patladı. O koku en yakın olana; ondan da itiraf geldi.
Hadi diyelim ki bu itiraf, tevil götürür az biraz. İkincisi öyle bir itiraf oldu ki “İtirafçı” bile neye uğradığını şaşırmıştır, uyarıldığında. Görmek isteyenler görebilir, “itiraftan” sonra, attığı nutuklarda daha saldırgan. Eski defterleri karıştırıyor, tersinden okuyor, medet umuyor, mezarlardan.
İtirafın anlamını, Türk Dil Kurumu Sözlüğünden kopyaladım. “a. i:tiraf: Başkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme.”
Peki, İtirafçının itirafı neydi: “Benim vatandaşlarımı orda tutuklayacaksın, itirafçı yapacaksın”
Başka söze gerek var mı. Anadolulu bir söz der ki: Fazla söz, Kur’an’a yakışır.
Ancak, son bir söz söylemeden edemiyeceğim, itirafçının hakkını teslim etmek adına.
Bu durumlar için söylenmiştir atasözü:”Şecaat arz ederken mert-i Kıpti, sirkatin söyler.”
Hiç kuşkunuz olmasın, böyle bir itiraf, itiraflar tarihine geçer.