Atatürk cumhuriyeti kurmuş ve Cumhurbaşkanı olmuş. Bu ülkenin en büyük makamıdır, Cumhurbaşkanlığı…
Recep Tayyip Erdağan ise bu makamı beğenmiyor.
Ben başkan olacağım diyor.
Devlet Bahçeli’nin harlamasıyla gündemin birinci maddesi oluverdi başkanlık sevdası…
Yüksek sesle bir bağırmak geliyor içimden… “Sen Atatürk’ten de mi büyük adamsın ki, onun oturduğu koltuğu beğenmiyorsun” Bağıramasam da buradan dünyaya haykırıyorum.
Bahçeli’de meğer düşünmüş ki;
Bu adamın her konuşması anayasaya aykırı, bu adamın her yaptığı anayasal suç ve devletin itibarı ayaklar altında, bari başkan seçelim de muhteremi suç işlemekten kurtaralım. Ömrümde bu kadar ciddiyetsiz bir gerekçe görmedim. Ömrümde bu kadar rezil bir olay görmedim. Devletin en tepesinde oturan zat o devletin anayasasını, kanunlarını şeyine takmıyor. Hatta oğlu suçüstü yakalanınca savcılara “erkekseniz aldırın bakalım” gibi de laflar ediyor.
Türkiye’nin bir yanı böyle…
Bir de 15 Temmuz sendromu var.
Olağanüstü hal ilan etmek için tertiplenen bu darbe masalı tamamen başkanlığa hizmet etmek için tertiplendiği de netleşmeye başladı.
Nasıl ki daha önce askerlere tertip düzenledi ve içeri toplatıldı, şimdi de Fethullahçı diye toplatılıyor. Derin devletin tertibi… Fethullah Gülen ile Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgileri dahilinde bir kanlı mühendislikten başka bir şey değildi olanlar. Olan fakir fukara insanlara oldu. AKP’li siyesetçilerin %90’ı Fethullahçıydı, hani onlardan içeride kimse var mı?
ABD, ne derse Recep Tayyip Erdoğan onu yapmak zorunda. ABD, Kürt devleti kurmak istiyor ve bunu kurmanın altyapısını Recep Tayyip Erdoğan’ın baskılarıyla oluşturuyor. Bir mühendislik programı işletiyor kısacası… Fethullah Gülen’in elinde yüzlerce dosya var, eğer bu süreç bir tiyatro değilse Fethullah o dosyaları neden şimdiye kadar açmadı, basına taşımadı?
Esasında Fethullah tabanını sattı. Kullandı kullandı bir kenara attı.
Donald Trump’ın başkan seçilmesiyle Avrupa’yı zor günler bekliyor. Liberalizm tehlikede.
Liberalizmin tehlikeye girmesi, liberalizmin tasfiyesi sosyalist ideolojinin önünü açacaktır.
Sosyalizmi ezilenlere eksiksiz anlatabilirsek Dünyanın gidişatını değiştirebiliriz. İlk defa kapitalizm bindiği dalı kesiyor. Aç gözlülüğü ona pahalıya patlayacak.

Son tahlilde Dünya krizi var, dünya krizine bağlı olarak ülkemizde etkilenecek, ayrıca da ülkemizde Dünya krizi haricinde de kötü yönetilmekten kaynaklı büyük bir kriz içindeyiz. Dolar almış başını gidiyorsa ve her türlü tedbiri almaya çalışırken inatla yükseliyor ve 3300 lira olmuşsa vah vahh, vah vahhh bu ülkenin haline. Birde pişmiş kelle gibi halkın karşısına çıkıp “istikrar sürüyor” gibi laflar ediyorlar. Doların yükselmesini bile istikrara bağlıyorlar utanmadan…
Ar damarı çatlamış derler utanması gereken ama utanmayana anadolu’da. Bunlara ar damarı takmayı unutmuşlar o kadar yapılandan bunu çıkartıyorum.

Boğaiçi Üniversitesi skandalına ne demek lazım?
Koca koca hocalar kendilerine rektör seçmişler ve %86 oy ile, Atatürk’ün makamını beğenmeyen ve ondan da yukarılarda bir yerlere makam naklettirmeye çalışan zat “siz ne anlarsınız seçimden? Beni halk seçti, bundan sonra seçilecekleri ben seçeceğim” diyerek seçime bile katılmamış bir AKP’liyi rektör atadı.
Yani cahil cühelanın seçtiği zat cumhurbaşkanı oluyor da üniversite hocalarının seçtiği kişi rektör olamıyor.
Ülke ekonomisi batmış, ülke iç savaş eşiğinde, ülke dış savaş içerisinde, vatandaş ekonomik kriz altında inim inim inliyor, sen başkan olacaksın öyle mi?