6-7 Eylül 1955 tarihinde İstanbul’da yaşayan gayrimüslimlere yapılan saldırılar ile onların işyerlerinde yapılan yağmanın ve ‘tarihi utanç’ olarak kabul ettiğimiz olayların 64. yıldönümü.

MİT tarafından Atatürk’ün Selanik’teki evine konan kuru sıkı bombanın patlatılmasıyla başlayan ve TRT ile İstanbul Expres Gazetesi’nin olayın üzerine benzinle gitmesiyle başlayan olaylarda resmi verilere göre (doğruluğu halen tartışılır) İstanbul’da 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır ve 5 bin 583 ev ile işyeri yakılıp yıkıldı. Çok sayıda kişi hedef haline geldi, onlarca kişi de öldü.

Çok önceden planlanan gerçekleştirilen olaylatda maşa olarak kullanılan İstanbul Expres Gazetesi 6 Eylül günü iki baskı yapmış ve 120 binin üzerinde gazete İstanbul halkına ulaşmıştı.

Olayın başladığı tariten 15 – 20 gün önce ilgili mahalle mutarlarından gayrimüslümlere ait ev ve işyerlerinin adreslerinin MİT tarafından istenmesi hazırlıkların ilk safhasıydır.
Sonra Atatürk’ün ev bombalandı. Haber 2 baskı yaparak 160 bin basan İstanbul Expres devreye girdi Çekilen tetik sonucu olaylar çığırından çıktı.Emniyet güçleri olayları sadece seyirle görevliydiler. Olay yerine gönderilen Ahmet Ü. adlı bir yedeksubay teğmen olay yerine gönderildiklerini, ancak yapılan yağma ve talana kesinlikle müdahale etmeyeceklerine dair emir aldıklarını yıllar sonra açıklamıştır.

Sonuç ta resmi rakamlara göre 5 bin 317 (aralarında 214 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile fabrika, otel, bar gibi yerlerin de bulunduğu 5 bin 317) binaya saldırılmış, olaylar bir kin ve nefret histerisine bürünmüştü. Azınlıklara yönelik faşist/milliyetçi nefret gerçek yüzünü göstermiştir; öyle ki, Şişli Rum mezarlığındaki bir Rum yurttaşın tabutu açılarak cenazenin bıçaklanmasına, tecavüze uğrayan 60 gayrimüslim kadınlar Balıklı Hastanesi’nde tedavi görmüştür.

Kara günün Başbakan Yardımcısı Fuat Köprülü, TBMM’de olaylarla ilgili olarak komünistleri suçlar. İstanbul Sıkı Yönetim Komutanı Nurettin Aklnos Köprülü’den aldığı emirle; İstanbul’u yaktıran bu solculara müstahak oldukları cezaların verileceğini 10-15’inin idam edileceğini geri kalanına ise 25’er yılla zindana tıkılacağını açıklamasını yapar.

Kimlerdir bu solcular: Aziz Nesin, Kemal Tahir, Asım Bezirci, Ratip Tahir, İsmet Selimoğlu, Emin Sekun, Ziya Tüzmen, Muzaffer Kolçak, Hadi Malkoç, Recep Yelkendağ, Tahsin Güzel, Fehmi Kurucu, Hasan Kaşarcı, Dr. Hulusi Dosdoğru, Dr.MüeyyetBoratav, Dr. Can Boratav, Dr. Nihat Sargın, İsmet Selimoğlu, Faik Muzaffer Amaç, Aslan Kaynardağ, Asım Bezirci, Ali Ertekin, Hasan İzettin Dinamo, Mustafa Börklüce, İlhan Berktay, Suni Büyük ve Ali Akçagibi vb.

Oysa 6-7 Eylül olayları sırasında görevli olan Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, Gazeteci Fatih Güllapoğlu ile yaptığı röportajda, ‘6-7 Eylül bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına ulaştı.’ demiştir.

Şimdi 6-7 Eylül 1955 tarihinden 2 Temmuz 1993 tarihine gelip Sıvas’a gidelim. Aynı katliamla, aynı utanç tablosuyla karşılacağız.

Yolcu Haber