Özer Topçu

Başkanlık sistemi, halkın durduğu yerden bakınca iflas etti.
Bu sistemi iflas ettiren katmanların durduğu yerden bakarsak oh ne güzel hayat…!
Başkanlık sistemini bize ABD dayattı. Dayattı çünkü, o kendini düşünüyor.
Başkanlık sistemine geçilmeseydi, darbe yaptırmak zorunda kalacaktı.
Böylece o zor işten kurtuldu.
ABD, ülke varlıklarımızı özelleştirme adı altında yağmalattı.
Önce fabrikaları kasıtlı olarak iflas ettirdi, peşinden özelleştirmeyi dayattı. Baskın bir propaganda ile de, özelleştirmeyi meşrulaştırdı.
ABD, ülkemizde yaptırdığı darbeleri bile meşrulaştırmıştı…
Ülkede özelleşecek bir şey kalmadı.
En son Tank ve palet fabrikasını bile planlı olarak önce iflasın eşiğine getirdiler, sonra da sattılar.
Kiraladılar veya sattılar sonucu değiştirmiyor. Kim üretiyorsa fabrika onundur.
Özelleştirilerek sanayi çöktü.
ABD ve işbirlikçisi AKP bir güzel rahatladı…
Bununla iş bitmiyordu.
Yeraltı ve yerüstü madenlerimiz, sularımız da satılmalıydı.
Bunlara ilaveten tarım alanları makinalaşma yalanıyla talan edilecekti.
Bu zor işti.
Sanayii özelleştirmek için 12 Eylül darbesini yapmışlardı.
Tüm bunlar için de bir darbe gerekecekti.
Bir OHAL ile, patlatılan bombalar ile başkanlık alındı ve onlara göre daha az masraf ile TBMM’ne darbe yapılarak iş çözüldü.
Çünkü bu illegal işler demokratik ortamda yapılamazdı. Bütün Kanun Hükmünde Kararnameler anti demokratiktir, karşı kontra harekettir.
Halka ihanettir her biri.
Hiç birisi AKP’nin mutfağında hazırlanmamıştır. Bilakis ABD, Recep Tayyip Erdoğan’a dikte etmiştir. Tabi ki o da halkına.
Tüm bu süreç kurguladıkları gibi gitmeseydi, yaptıkları yüzlerce hapishaneleri ülke aydınlarıyla doldurulacaktı.
Tüm bu olanların maliyeti ise halka fatura edildi. Başkanlıktan önce 2 ekmeğimiz vardı, bu gün 1 ekmeğimiz var.
Ülke başkanlıkla maalesef %50 fakirleşti.
Başkanlık bir darbeydi.
Buna dur demezsek, parlamenter sisteme geçmezsek, bize ait ne deniz kıyımız kalacak, ne nehirlerimiz, ne tatlı su göllerimiz, ne de maden sahalarımız…
Başkanlık bunun için var.
Asrın Kenan Evren’i Recep Tayyip Erdoğan’dır.
ABD, 12 Eylül öncesi kullandığı MHP’yi, 12 Eylül’ün gerekçesi olarak gösterdiği “kardeş kanı akıyordu” darbeyi meşrulaştırma yalanına kurban edip, hapislere atmıştı. Ve MHP’ye ihanet etmişti. Saray darbesinde o hatayı yapmadı ve MHP’nin hakkını da teslim etmiş oldu.
Tüm bunlar halkı %50 fakirleştirirken, dış borcu da 6 kat artırarak ülkeyi iyice emperyalistlerin kucağına mahküm etmiştir.
ABD’ye göre bu henüz ona yetmedi.
Daha daha istiyor.
Bundan sonrası, AKP’nin iktidardan düşmesini kolaylaştıracağı için, yeniden hilafet söylemlerini sıklaştırdı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın tek isteği var, o da, yaşadığı müddetçe iktidar da kalmak.
Ancak bu darbe ekonomisiyle ülke gitmiyor.
Halk zorda.
Yumuşak bir karın bulduğu an yumruklayacak.
Şartlar bunu zorluyor.
TÜİK bu gün çete mantığıyla enflasyon açıkladı ve ülkede bir tek kişi bile buna inanmadı. İnanmadı çünkü her şeyin fiyatı takriben %50 artmıştı. 9.26 enflasyon olma ihtimali sıfır…
Artık hiç bir şey saklanamıyor. Toplum şeffaflaşmak istiyor.
İktidar ise tepeden tırnağa pislik içinde.
Bu da başkanlığın iflasıdır.